İzleyiciler
25 Ekim 2011 Salı
24 Şubat 2011 Perşembe
Dorian Gray
- Yapım:
- Tür:
- Yönetmen:
- Oyuncular:
- Senaryo:
- Senaryo (Kitap):
- Yapımcı:
- Görüntü Yönetmeni:
- Müzik:Romanın kahramanı Dorian Gray çok yakışıklı genç bir adamdır. Dorian'ın hayranı olan ressam Basil Hallward, onun güzelliğinden çok etkilenir ve sanatında yeni bir akım oluşturduğuna inanır. Basil'in evinin bahçesinde, Dorian Basil'in arkadaşı Lord Henry Wotton ile tanışır ve onun dünya görüşünden adeta büyülenir. Lord Henry, hayatta en önemli değerlerin zevk ve güzellik olduğunu düşünür ve Hazcılık üzerine kurulu bu düşüncelerini Dorian'a anlatır. Dorian bunun üstüne güzelliğini bir gün yitireceğini fark eder ve ağlayarak onun yerine Basil'in çizdiği resminin yaşlanmasını ne kadar çok istediğini dile getirir. Dorian'ın bu dileği gerçekleşir. Portresi işlediği her günahın izini taşımak üzere işaretlenir ve bu günahların her biri portresinde kusur veya yaşlanma belirtisi olarak yer alır. Dorian sansasyonlarla dolu bir hayat yaşar ama bir türlü yaşlanmaz.Film Dorian’ın kendi portresinde kendi güzelliğini keşfetmesiyle başlar. Lord Henry’nin etkisiyle kötülüğün ve zevkin çekimine kapılan, dünyada gençlik ve güzellikten önemli bir şey olmadığına inanan Dorian için heyecan, kötülükte ve günahtadır; iyilik ve erdemse sıkıcıdır, edilgendir. İyiliği temsil eden Basil’in Dorian’a duyduğu saf tutkuda eşcinsellik öğeleri açıkça hissedilir. Dorian’ın büyük sırrını, portredeki değişimi gören yalnızca Basil olur. Ve sırrı açığa çıkmasın diye Basili hunharca öldürür. Portreye odaklanan, sonsuz gençlik karşısında ruhunu satan ve ruhunun ölmüş olmasından korkan Dorian için kurtuluş var mıdır? Filmde portrenin çıkardığı sesler acayip korkunç. Bu alanda çekilmiş en iyi film denilebilir.
Sıradışı(Premonition)
- Yapım:
- Tür:
- Yönetmen:
- Oyuncular:
- Senaryo:
- Yapımcı:
- Görüntü Yönetmeni:
- Müzik:
- Dağıtım:
- Süre:1 saat 50 dk
Linda çok güzel bir evde iki çocuğu ve onu seven kocasıyla yaşamaktadır. Mükemmel hayatı, bir gün kocasının trafik kazasında öldüğü haberiyle sarsılır. Ertesi sabah uyanıp kocasını yanında sağlıklı bir şekilde bulduğunda, yaşadıklarının bir rüya olduğunu düşünür. Kısa bir süre sonra aslında gördüklerinin rüya olmadığını anlar. Kocasını ve ailesini kurtarmak için zamana ve kadere karşı gözü dönmüş bir halde yarışır. Bir gün kocası öldükten sonrayı diğer günse ölmeden önceyi yaşar. Pek bir gerçekçiliği yok ama özgün bir eser. Ayrıca oyuncularıda çok iyi oynamış. Sonuç olarak bazı şeyler değiştirilemez izlenimi veriyor. Kader gibi....
22 Şubat 2011 Salı
Jumanji
- Yapım:
- Tür:
- Yönetmen:
- Oyuncular:Robin Williams, Kirsten Dunst, Patricia Clarkson, Bonnie Hunt, Bebe Neuwirth, Jonathan Hyde, Bradley Pierce, Laura Bell Bundy, Adam Hann-Byrd, Brandon Obray, Brenda Lockmuller, Cyrus Thiedeke, David Alan Grier, Florica Vlad, Gary Joseph Thorup, Gillian Barber, James Handy, June Lion, Leonard Zola, Robin Driscoll
- Senaryo:
- Senaryo (Kitap):
- Yapımcı:
- Görüntü Yönetmeni:
- Müzik:
- Süre:1 saat 44 dk
2 çocuk gömülü bir sandığın içinde jumanji adında bir oyun bulur ve tabiki oynamaya başlarlar. Ama bu onların bildiği ve oynadığı oyunlardan çok farklı aynı zamanda da tehlikelidir. Attığı zarla 25 yıl boyunca bir oyunun içinde tıkılı kalan Alan Parris (Robin Williams), iki çocuğun oyunu yeniden oynamasıyla gerçek hayata geri döner. Ancak onunla birlikte egzotik ve vahşi hayvanlar da gerçek hayata gelir. Alan, şehri kurtarmak zorundadır, bunun için de oyunu en son onunla oynayan eski arkadaşı Judy'nin (Kirsten Dunst) yardımına ihtiyacı vardır.4 kişi oyunu bitirmeye ve bütün herşeyi eski haline getirmeye çalışır. Müthiş bir kurgu. İzleyeni sürükleyen, heycanlandıran, meraklandıran, güldüren hatta korkutan bir film. Yıllar sonra bile aynı şekilde hiç sıkılmadan izleyebileceğim bir film:)
21 Şubat 2011 Pazartesi
Cinayet Gecesi(Fracture)
- Yapım:
- Tür:
- Yönetmen:
- Oyuncular:Anthony Hopkins, Ryan Gosling, Billy Burke, Cliff Curtis, Rosamund Pike, Bob Gunton, David Strathairn, Embeth Davidtz, Fiona Shaw, Zoe Kazan, Valerie Dillman, Xander Berkeley, Josh Stamberg, Cooper Thornton, David Purdham, Gary Cervantes, Gary Carlos Cervantes, Garz Chan, Gonzalo Menendez, Judith Scott, Larry Sullivan, Lyle Kanouse, Petrea Burchard, Sandra Prosper, Vivica Genaux, Wendy Cutler
- Senaryo:
- Yapımcı:
- Görüntü Yönetmeni:
- Müzik:
- Dağıtım:
- Süre:1 saat 52 dk
Thomas Crawford soğukkanlı bir şekilde kendisini aldatan karısını öldürmüş ve olay yerine polisleri çağırmıştır. Olay yerine gelen polis Rob Nunally şoktadır; çünkü cinayete kurban giden kadın sevgilisi Jennifer’dır. Crawford davası, başarılı avukat Willy’nin yeni kariyerine başlamadan önce bakması gereken son davadır. Başta her şey basit gibi gözükmektedir, Thomas Crawford karısını öldürmüştür. Ancak, Thomas’ın silahının cinayet silahı olmadığı anlaşılınca işler karışmaya başlar.Anthony Hopkins'i görmeyi sevdiğim rolde:) Filmde olay önlerinde apaçık dururken bir türlü olması gerektiği gibi sonuçlandırılamıyor. Çok ince düşünülmüş bir cinayet planı. Genç avukatımız tesadüf eseri iş işten geçtikten sonra planın kilit noktasını anlıyor.
Erkeğin Gözyaşları (The Man Who Cried)
- Yapım:
- Tür:
- Yönetmen:
- Oyuncular:
- Senaryo:
- Yapımcı:
- Görüntü Yönetmeni:
- Müzik:
- Süre:1 saat 37 dk
Fegele ve ailesi ile Rusya’nın sevimli bir kasabasında normal bir hayat sürerken nazilerin zulüm tehdidi karşısında babası Amerika’ya göçer. Orada çalışıp, ailesine para gönderecektir. Babanın yola çıkmasından hemen sonra felaketler başlamış ve ortam yaşanamayacak bir hal almıştır.Fegele Amerika’ya gitmek umuduyla hazırlanan kasabalıların arasına katılarak yola çıkar. Ancak İngiltere’ye kadar gidebilir.
İngiltere’de Hristiyan bir ailenin yanında yetiştirilir. Bir zaman sonra Suzie adını alan Fegele, Paris’e yelken açar. Burada Rus dansçı Lola ile çalışmaya başlar, tek amacı para biriktirip Amerika’daki babasını bulmaktır.
Yeni bir operada birlikte iş bulurlar ve kaderlerini değiştirecek opera sanatçısı Dante ve at terbiyecisi bir çingene olan Cesar ile tanışırlar. Aşkın fazlaca yaşandığı bir sırada Nazilerin Paris’e gelmesiyle olayların boyutu da değişmeye başlamıştır.
Filmde Suzie ve Cesar aşık olurlar (ki bence Cesar aşık Suzie hoşlanıyor). Suzie'nin bir tane altın parası var her gittiği yerde onu değişik bi yere saklıyor. En çok aklımda o kalmış. Johnny Depp'i izlediğim ilk film. Çok etkilenmiştim. Dramatik bir filmdi. Naziler Paris'e gelince kızın arkadaşı kızın kaçabilmesi için para buluyor ama Cesar arkada kalıyor. Bence Filmin en dramatik sahnesiydi. Heralde film adını burdan almış.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)